
GTA 6 Trailer 2 İncelemesi Teknik ve Anlatımsal Açıdan Derinlemesine Bir Bakış

İş Hayatını Kolaylaştıran En İyi Yapay Zeka Araçları 2025

Recep Emre; Hayatın bana sorduğu ilk büyük sorulardan biri buydu:
“Sen kimsin?”
Cevabı hiçbir zaman kolay olmadı. Çünkü ben, tek bir cümleye sığdırılamayacak kadar çok şey yaşadım, çok şey oldum. Ve hâlâ dönüşmeye devam ediyorum.
Adımlar
Çocuklukta Başlayan Merak
Ben Recep Emre. Teknolojiyle tanışmam henüz 4.5 yaşındayken, bir ofiste DOS ekranında kayan komutlara gözüm takıldığında başladı. O an içimde bir şeyler kıpırdadı. Bilgisayarlar, kodlar, makineler… O günden sonra hiçbir zaman sıradan bir kullanıcı olmadım.
Çocukken arkadaşlarım sokakta top oynarken, ben onların vuruş açılarını zihnimde simüle eder, kodla çözümlemeye çalışırdım. Bu farklılık, anlaşılmamayı beraberinde getirse de zamanla beni ben yapan en büyük güçlerden biri hâline geldi. Erken yaşta fark ettim ki ben sadece bir şeyi öğrenmek değil, onu derinlemesine anlamak, dönüştürmek, hatta yeniden tasarlamak istiyorum.
Çok Yönlü Bir Yolculuk: Seçmek Yerine Birleştirmek
Hayat bana hep iki seçenek sundu: Ya teknik ol, ya sanatsal. Ya analitik düşün, ya hayal kur. Ama ben hiçbirini bırakmadım. Yazılım geliştirirken görsel estetiği, strateji kurarken hikâyeyi, oyun yaparken duyguyu terk etmedim. Çünkü ben, çok yönlüyüm.
Bir gün Unreal Engine’de bir oyun prototipi geliştirirken, ertesi gün dijital bir markanın stratejisini kurguluyorum. Çünkü uzmanlığım sadece bir alanda değil, farklı alanların kesişiminde gelişti. Yazılım dünyasından dijital tasarıma, oradan oyun geliştirmeye ve dijital pazarlamaya kadar uzanan zengin bir yolculuğa çıktım.
Bu yolculukta teknik becerilerle sanatsal bakışı, yaratıcılıkla stratejiyi, sezgiyle veri analizini harmanlamayı öğrendim. Ve her yeni alan, içimdeki tutkuyu biraz daha büyüttü.

Azim ve Kararlılıkla Yazılan Bir Hikâye
Her zaman destek görmedim. Bazen “Bir insan bu kadar şeyi aynı anda bilemez.” dediler. Bazen yalnız kaldım. Ama yılmadım.
Çünkü ben hep şunu sordum kendime:
“Ya yarın her şey güzel olursa?”
Bu cümle karanlık günlerimin iç ışığı oldu. Eğitimime devam ederken çalıştım, danışmanlık yaparken yeni şeyler öğrendim. Yönetim Bilişim Sistemleri lisansımı tamamladıktan sonra Görsel İletişim Tasarımı alanında yüksek lisansa başladım. 40’tan fazla eğitimle kendimi donattım. Gümüş nanotüplerle deneysel projeler geliştirdim. Hepsi tek bir niyetle: Pes etmeme hakkımı, kendime borç bilerek.
Azim benim için yalnızca direnç değil, aynı zamanda stratejik bir ısrar hâline geldi.
Üretmeden Var Olamam
Benim için üretmek, bir tercih değil; bir yaşam biçimi. Yeni bir fikir geldiğinde içimde hâlâ o çocukluk heyecanı uyanır. Onu hemen bir hikâyeye, koda ya da görsele dönüştürmek isterim.
Üretmediğim zaman içsel ritmim bozulur. Yazılım yazarken, bir oyun atmosferi kurarken ya da bir eğitim içeriği tasarlarken zamanı unuturum. Çünkü yaptığım her işte kalbimin bir parçası vardır. Üretmek benim için sadece “çalışmak” değil; benliğimin devamı.
Öğrenmeye Doymayan Bir Zihin
Ben sadece öğrenmem; öğrendiğimi anlamlandırır, işler ve başka alanlarla ilişkilendiririm. Yazılımı öğrenirken deneyim tasarımını merak ettim. Dijital pazarlamayı incelerken veri analitiğine daldım. Kuantum bilgisayarlara erişim hakkı kazandığımda, bana “imkânsız” denen bir şeyin içinde yer almanın nasıl bir his olduğunu yaşadım.
Benim için bilgi, durağan değil; canlı bir organizmadır. Her gün biraz daha gelişir. Ve ben bu değişime açık, öğrenmeye aç bir zihinle yol alıyorum.
İnsanlara Değer Vermek
Her şeyin temelinde insan var. Ne kadar teknolojiyle çalışırsam çalışayım, empatiyi asla kaybetmedim. Eğitimler verdim, mentorluk yaptım, gençlerin yanında oldum. Danışmanlık süreçlerinde sadece teknik değil, insan odaklı çözümler ürettim.
Çünkü biliyorum ki bir projenin başarısı sadece teknolojiyle değil; o teknolojiye birlikte inanan insanların uyumuyla ölçülür.
Bilgi, paylaştıkça çoğalır. Ve bu paylaşımlarda ben hep daha fazla büyüdüm.
Disiplin ve Strateji: Dengenin Gizli Kodu
Çok yönlülük bazen kontrolsüz bir yayılıma dönüşebilir. Bunu yönetmenin tek yolu disiplin ve strateji. Her günümü planlarım. Sabahları yapılacaklar listesiyle güne başlarım. Her projeyi kısa vadeli adımlarla uzun vadeli vizyona bağlamaya çalışırım.
Disiplin, benim sürdürülebilir ilhamım. Strateji ise attığım her adımı anlamlı bir yapboz parçasına dönüştüren zihinsel kurgum.
Hayal ederim ama yere sağlam basarım.
Ben Kimim?
Recep Emre; çok yönlülüğü bir avantaj hâline getirmiş, tutkuyla çalışan, sürekli üreten biri.
Recep Emre; hem teknik hem yaratıcı, hem stratejik hem duygusal düşünebilen biri.
Recep Emre; üretmeden duramayan, öğrenmeye doymayan, paylaşımcı ve empatik biri.
Recep Emre; sınırların değil, geçişlerin insanı.
Bugün artık biliyorum:
Bu çokluk, bu derinlik… Benim en büyük gücüm.
Bu Satırları Okuyan Sen…
Eğer sen de kendini tek bir kimliğe sığdıramıyorsan…
Eğer sen de hem duygularınla hem zekânla bir şeyler üretmek için çabalıyorsan…
Eğer bu satırlarda kendinden bir şeyler buluyorsan…
O zaman yalnız değilsin.
Ve Son Olarak…
Yeni projeler, içerikler ve ilham verici fikirlerle birlikte büyümeye devam edelim.
Çünkü bu yolculuk yalnız değil — paylaşıldıkça güzelleşen bir yolculuk.